Kırık Ayna: Gerçekliğin Parçalanması ve Toplumsal Güvenin Çöküşü

Medeniyetin nasıl ayakta durduğunu hiç düşündünüz mü? Milyonlarca insanın her gün işbirliği yapabilmesinin, aynı kurallara uyabilmesinin ve ortak bir gelecek için plan yapabilmesinin altında yatan temel varsayım nedir? Bu varsayım, “paylaşılan bir gerçeklik” zeminidir. Hepimizin, üzerinde hemfikir olduğu temel bir “doğru”lar bütçesi vardı. Bilimin söylediğine, gözümüzle gördüğümüze, ana akım bir haber kanalının aktardığına veya bir […]
Güvenin Kırılgan Mimarisi: Dijital Çağ Paradigmaları Toplumsal Gerçekliği Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?

Toplum, görünmez bir harçla bir arada durur: güven. Sabah fırından aldığımız ekmeğin zehirli olmadığına, karşıdan karşıya geçerken arabaların kırmızı ışıkta duracağına, bankaya yatırdığımız paranın yarın da orada olacağına güveniriz. Bu temel güven varsayımı olmadan, medeniyet dediğimiz yapı bir günde çöker. Yüzyıllar boyunca bu güvenin mimarisi; paylaşılan deneyimler, yüz yüze ilişkiler, itibar ve kurumlar (devlet, bilim, […]
2. Bölüm: Algı ve Gerçeklik – Kur’an’da Zihnin Haritası

İnsan, doğduğu andan itibaren görür, duyar, koklar, dokunur ve tat alır. Ancak bu duyular, dış dünyayı algılamamıza ne kadar yeterlidir? Beyne ulaşan sinyallerle oluşturduğumuz “gerçeklik”, acaba hakikatin tam kendisi midir, yoksa zihnin oluşturduğu bir temsil midir? Modern bilim, insan zihninin dış dünyayı olduğu gibi değil; duyular aracılığıyla filtrelenmiş bir biçimde algıladığını göstermektedir. Nöronlar, dış dünyadan […]